10 Ocak 2012 Salı
Manchester Derbisinden Arkaya Kalanlar
Maç öncesinde Paul Scholes'in tekrar futbola dönme kararı kısmen maçın önüne geçmişti, Fletcher'ın sahalara ne zaman döneceğinin belli olmaması Cleverly'nin sakatlığı ve Anderson'un bir türlü 11 oyuncusu olamaması sebebiyle Scholes'in bu kararını büyük sevinçle karşıladı United cephesi, hoş Scholes mi geri dönmeyi istedi yoksa Sir Ferguson geri dönmesini mi rica etti orası muallak.
Maça bakacak olursak, maç öncesi Balotelli'nin oynamayacağını Dzeko ve Agüero'nun ileride oynayacağını düşünmüştüm, Dzeko'nun diz sakatlığı oynamasına engel olunca Agüero'nun partnerini Adam Johnson ve Nasri olarak belirlemiş Mancini, ayrıca Timisoara'dan kiralık gelen Pantilimon da önceki kupa maçlarında olduğu gibi bu maçta da sahadaydı, United da Vidic ve Fletcher'ın yokluğında ideal kadrosuyla sahadaydı, kalede beklediğim gibi formsuz De Gea değil Lindegaard vardı.
Manchester City'nin çok baskılı başladığı maçta Rooney'nin muazzam kafa vuruşuyla öne geçti United, hemen arkasından Kompany'nin faul bile yapmadığı pozisyonda kırmızı görmesiyle maç zaten 10.dakikada bitmiş görünüyordu,City 10 kişi olmasına rağmen sahada top oynayan takımdı lakin beklenildiği üzere arkasından gelen 2. ve 3. gol City'nin maçı çevirmesini imkansız kılmıştı herkese göre, 6-1'in rövanşı mı geliyor derken 2.yarı 10 kişi maçı çevirmeye çok yaklaştı Manchester City, ama Phil Jones'in topu eliyle kornere çelmesini görmeyen hakem müsaade etmedi. Son dakikalarda Kolarov'un serbest vuruşu yok artık dedirtmek üzereydi ama Lindegaard'dan seken top City'li oyuncular yerine kırmızıların önüne düşünce maçın çevrilme olasılığı ortadan kalktı.
Maç sonunda aklımda kalanları listeleyecek olursam:
-Agüero ve Micah Richards'ın olağanüstü gayreti Manchester City'nin takım olma yolunda ne kadar doğru silahlara sahip olduğunu gösterdi, bu sebeple City'nin doldurma ve içi boş bir takım olmadığını tekrar tekrar herkes görmüş oldu.
-Manchester City bu sezon kendi evinde ilk kez kazanamadı.
-Chris Foy kötü yönetimiyle maça damgasını vurdu, maçın çok önüne geçti, Kompany'nin kırmızısı hatalı olduğu gibi Phil Jones2in eliyle oynaması ve aynı zamanda Kolarov'un Welbeck'i düşürmesi penaltıydı.
-Kompany atıldığında hakemle şiddetli diyaloga girmedi ve maç sonunda hakem aleyhine hiç konuşmadı, doğru kişiye kaptanlık pazubandı verildiğinden eminim artık.
- Kendisini sadece kupa maçlarında seyrettiğime dayanarak Pantilimon'un hem De Gea'dan hem de Lindegaard'dan daha iyi olduğunu söylemiştim Twitter'da, aynı görüşümü hala korumaktayım, yediği 3 golde de yapabilecek hiçbirşeyi yoktu, hatasız bir maç çıkardı, kaygan zemine rağmen hiçbir topu sektirmedi Lindegaard'ın aksine.
Netice olarak kötü bir hakemin maçı kötü bir hale soktuğu ama Manchester City'nin 10 kişiyle 80 dakika çok iyi bir direniş sergilediği bir maç oldu, ayrıca aklımdayken söyleyeyim, Manchester City eksik bir şekilde 3-0'dan geri gelmişken hala United güzellemeleri yapan Ntvspor spikeri Emre Gönlüşen'in de talihsiz bir maç anlattığını düşünmekteyim, Agüero ,Milner ve Richards ileride kaptıkları topla gol kovalarken United'ın büyüklüğünden ve soğukkanlılığndan söz etmesi gereksizdi.
Etiketler:
chris foy,
manchester city,
Manchester United,
selman özçelik
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder